Monday 18 April 2016

Yediğim içtiğim benim olmasın.

Geçtiğimiz Paskalya tatilinde İsrail’de bir hafta geçirdim. Yediğim içtiğim sadece benim olmasın, Obur Sincap’ta da paylaşayım diye neredeyse her lokmamın fotoğrafını da çektim.

İsrail’de seyahat eden bir Türkiyeli’nin yemeklerden şikayet edebileceğine ihtimal veremiyorum. Yediğim tatların neredeyse hiçbiri Türkiye damak tadına yabancı değildi.

Vejetaryansanız İsrail size cennet gibi gelebilir. Her yer vejataryen seçeneklerle dolu.  Hem de öyle uydur kaydır şeyler değil.

Beni sevince boğan şey yediklerimin aşırı yağlı, tuzlu, acı veya iç bayacak kadar tatlı olmamasıydı.  Nedense herşeyin çok daha acı/ tatlı/ yağlı olacağını düşünmüştüm. Öte yandan yediğim her yemeği bir de mis gibi Girit zeytinyağıyla pişirip yemek isterdim. O güzelim humuslara, bir takım nefis salatalara İsrail’de kullandıkları gibi salak bir Riviera değil doğru dürüst bir sızma yakışırdı. Bir Orta Doğu memleketinde etlerin balıkların kuruyana kadar pişmiş servis edileceğini düşünürdüm ama İsrail beni bu anlamda da sevindirdi. Tartare’lar olsun ceviche olsun, az pişmiş et olsun, hiç bir çekinceleri yoktu maşallah.

Fakat porsiyonlar. O porsiyonlar bizi mahvetti. Herhangi bir yerde yemeklerin hepsi Hollanda’nın iki katı büyüklüğünde. (Hazır lafı gelmişken söyleyeyim, fiyatlar da Hollanda’yla aynı diyebilirim.) Ben tabağında yemek bırakamayan bir insan olarak hırpalandım.


Normal yetişkin bir insanın, normal boyuttaki eli ve döner durum. 
Durumun kalınlığı da elim kadardı diyeyim. Tabii ki artık bunu da bitiremedim.

Çok fazla uzatmadan size yediklerimin top 5'ini sayıyorum. Her yerin adresini de ekledim. Olur da yolunuz düşer, siz de denerseniz afiyet olsun.

5. Hipster Pastırma – Venya Bistro, Hayfa.


Pastırma Hipster etinden yapılmıyor elbette ama bildiğimiz pastırmanın şekilli ve kokusuz kardeşiydi. Yıllardır pastırmayla ilişkim çok az olduğu ve aslında pastırmaya bayıldığım için çok severek yedim. Ortam artık dünyanın her yerinde standardize olmuş Hipster dekorasyonunda, ayrıca Esengül ve Mine Koşan çalan bir yere de her dakika denk gelmiyoruz.

Fakat Venya Bistro’yu gerçekten şahane yapan şey kokteylleri.  Tam da Hayfa’dan çıkmış ve şu anda İsrail’de çok popüler olan Tübi 60 ismindeki bitkili ve limonlu buruk tadlı içkiyle yaptıkları kokteyllere bayıldım. http://www.itraveltelaviv.com/articles/5-popular-drinks-tel-aviv-bars/


4.  Felafel/ Humus – Abu Shukri- Kudüs


Size humusun abartılmış birşey olduğunu düşündüğümü söylesem acaba bana kızar mısınız? Hele ki Türkiye’deki üzerine biberli yağ yakılmış, yök pastırmalı versiyonlarıni sevmiyorum. Ben de zaman zaman evde yapıyorum ve yiyorum ama Avrupalı’nın ana sutuymuşçesine humusa sarilma merakını anlayabilmem mümkün değil.


Neyse, ne diyorduk Abu Shukri. Her turist kitabında, her seyahat sitesinde bahsedildiği kadar var mı? Vallahi var. Abu Shukri kalan hayatımdaki falafel deneyimini sonsuza kadar bozacak bir kere, yediğim en hafif ama en lezzetli falafel topçuklarını orda yedim. Humusunun ne tahini ağır, ne limonu fazlaydı, kopuk gibiydi. Ayrıca felafelin yanında gelen turşu da son derece lezzetliydi.  Fazla hoşlanmadığım Kudüs’ten en azından bu güzel yemeği yiyerek ayrıldım.


3. Karnabahar Kızartma  - çeşitli yerler

İnsanın aklına sıcak iklim, doğu Akdeniz deyince domates, biber,kabak, karpuz patlıcan geliyor ama karnabaharın bu kadar popüler olabileceğini hiç aklıma getirmezdim. Dirice haşlanmış, ardından hızla kızartilmiş karnabahar her yerde karşıma çıktı.  Biz karnabaharın yemeğini de salatasını da zevkle yediğimiz için bu seyahatin en güzel kesiflerinden biri oldu diyebilirim.

Fotoğrafta da göreceğiniz şekilde büyük karnabahar parçaları çok az haşlandıktan sonra hızla kızartilmiş.
Üzerine yoğurt ve tahin karışımı bir sos, bol bol maydonoz (bazı yerlerde kişnişlisi de vardı) ve sumak/ pul biber dökülmüş.
Nefis bir yemek/meze.  İşte bunu habire yaparım ben.
2. La  Shouk – Tel Aviv


Bir haftada iki akşam burada yemek yedik.  Her iki akşamda da seçimi olduğu gibi tatlı garsonumuz Guy’a bıraktık. İyi ki de öyle yapmışız. Bize kendimiz seçmeyeceğimiz ilginç şeyler getirdi.  Nohutlu labneli ve hurmalı levrek  ceviche rüyalarıma girecek kadar benim ağız tadıma uygun bir yemekti. Kendim evde denemeye teşebbüs etmeyeceğim, o da tatlı bir hatıra olarak kalsın.


Fakat, hazır da kuşkonmaz mevsimindeyken, bir diğer yediğim mantar püreli  pose yumurtalı izgara kuşkonmazı burada da denerim.

Batı Avrupa’da yaşamanın uygun fiyatlı şaraplarını ve kuşkonmaz mevsimini severiz.
Güzel şeftali yoksa da kuşkonmaz var.
    
1.Hashomer – Tel Aviv


Haşhomer Carmel Pazarının tam ortasında avaz avaz müzik çalan bir köfte arabası, az ötede dükkanı da var. İsterseniz orada da yiyebilirsiniz. Herşey olağanüstü taze, nefis ve gözünüzün önünde hazırlanıyor.  Biz gittiğimizde ben tok olduğum için közlenmiş patlıcan salatası yedim ve tadların uyumuna, malzemenin tazeliğine hayran kaldım.  Nefis mücverli yumurtalı patlıcan kızartmalı sandviçler de yapıyorlar. Boşuna İsrail bir vejateryen cenneti demedik.  Kalan hepsini geçin ama buraya bir yolunuzu düşürürün derim.




No comments:

Post a Comment